31 Mayıs 2008 Cumartesi

ÖSS'yi Kazanamamak Bizim Suçumuz Değil



ÖSS Karşıtı Resimli El Broşürünün pdf haline buradan ulaşabilirsiniz.

25 Mayıs 2008 Pazar

16 Mayıs 2008 Cuma

ÖSS Değişiklikleri

2008-05-12 14:11 ÖSS sınavı tarih olacak. (Anadolu Ajans)

Yerine İngilizlerin uyguladığı bir sınav sistemi geliyor. O sisteme göre bakın öğrenciler üniversiteye nasıl girecek?

Üniversiteye giriş modeli tamamen değişiyor. Yeni düşünülen yöntem İngiliz yöntemi... Öğrenciler kendilerine sunulan 12 konudan 3`ünü seçiyorlar. Ve o 3 konudan istedikleri zamanda sınava giriyorlar. Eğer başarısız olurlarsa bir kez daha girme hakları oluyor. Sınavda sorulacak sorular ise sadece test olmayacak...

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan , üniversiteye giriş için tek aşamalı ancak adayların yılda birkaç kez girebilecekleri bir sınav modeli düşündüklerini açıkladı. Özcan , Öğrenci Seçme Sınavı `nda (ÖSS ) yapmayı düşündükleri değişikliklere ilişkin sorularını yanıtladı.

ÖSS `yi değiştirmek istediklerini belirten Özcan , bu konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB ) da konuyla ilgili çalışmaları olduğunu söyleyen Özcan , MEB ile ortak çalışacak aşamaya henüz gelinmediğini kaydetti. Özcan , ``Benim isteğim onlarla bizim ekibin beraber çalışması. Onların hazırlıkları bizimkinden önce başladı sanırım. Onlarınki, öğrencinin her yıl lise 1, 2, 3 ve 4 yıllardaki gösterdiği performansın ortalamasının sene sonundaki bir imtihanla birleştirilmesi ve onun nota dönüştürülmesi şeklinde. Biz de İngilizlerin yaptığı gibi düşünüyoruz`` dedi.

İNGİLİZ YÖNTEMİ

İngiltere `deki sistemde adaylara 12-13 konu verildiğini ve adayların bu konulardan istedikleri birkaçını seçerek sınava girdiklerini anlatan Özcan , kendilerinin de bu model üzerinde durduklarını ifade etti. Özcan , şöyle konuştu:

``12-13 konuda imtihan verelim öğrencilere, öğrenciler 5`ini seçsin imtihana girsin, hepsinden girmesin. 3`ünden aldığı puanla da üniversitelere müracaat etsin. Üniversiteler de alacakları öğrencileri bölümlere bağlı olarak, 3 konu belirleyerek istesinler. Örneğin, desinler ki `makine mühendisliğine genel kabiliyet, matematik ve biyolojiden 80 puanın üzerinde alanları kabul edeceğim. Bu puanı tutturanlar müracaat etsin`.

SİSTEM KESİNLİKLE DEĞİŞECEK

Bunu üniversiteler de yapabilir, ÖSYM `ye de yaptırabiliriz. Aynı eskiden olduğu gibi öğrencinin 3 konuda aldığı puan hangi bölüme tutuyorsa onu otomatik olarak yaptırabiliriz. Yani yerleştirme işini ÖSYM `ye verebiliriz, üniversiteye de yaptırabiliriz.

Eskiden, bizim zamanımızda, puan alıyordunuz, üniversiteye müracaat ediyordunuz. Üniversite de durumuna bakarak sıralıyordu. Her üniversitenin kapısında listeler yayınlanırdı, `şunlar girmeye hak kazandı` diye. Ona benzer bir sistem. Her halde ikisini karıştırırız. Henüz net değil. Tek bildiğimiz şey sistemin kesinlikle değişeceği.``

``NE ALAN VAR, NE KATSAYI``

``Bu sistemde öğrencinin hangi okuldan mezun olduğunun önemi kalmayacak mı?`` sorusuna Özcan , ``Ne alan kalacak ne katsayı, hepsi gidiyor. Tamamen başarıya odaklı bir sistem olacak. Çocuğun, 3 dersten veya her neyse lise 1, 2, 3 ve 4`teki başarısına dayanan bir sistem olması lazım`` yanıtını verdi.

MEB `NİN SİSTEMİNDEKİ AÇIK

MEB `in öngördüğü sistem ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Özcan , şunları kaydetti:

``O da iyi bir sistem. Fakat orada ben bir şeye güvenmiyorum: Ortalama ağırlıklı puan konusu. Bu puanın hesaplanması konusunda... Yani biz bunu bırakırsak, bazı hocalar öğrencilerin başarısını gereksiz yere şişirebilirler, çocuğun durumu iyi görünsün diye. Ondan korkuyorum. Öyle olacağına, genel bir imtihan olsun, hiçbir sübjektif tarafı olmayan, öğrenci imtihana girsin, oradaki başarısına göre olsun, bu daha iyi.``

BAŞARISIZ OLANA BİR ŞANS DAHA

``Siz, tek sınav mı düşünüyorsunuz?`` sorusunu Özcan , şöyle yanıtladı:

``Aynı üniversite sınavı gibi tek ama senenin her anında yapılabilir bir sınav düşünüyoruz. Böyle bir defada olmasın, aday onu 3-5 defa alabilsin. Mesela matematikten girdi, diyelim ki 100 üzerinden 25 aldı, bu onu tatmin etmedi. 6 ay sonra bir sınav daha olsun. ÖSYM , bu imtihanları döndürsün istiyoruz. Nasıl işte, TOEFL `da 120 doları veriyorsun, o hafta sonu sana hemen veriyorlar imtihanı. Burada da öyle bir mekanizma olsun. Herkes, yığınlar, gidip bir günde o imtihanı almasın. Mesela, genel yetenek testini gelecek ay alacak, matematik testini 2 ay sonra, coğrafya sınavını ondan bir ay sonra alacak. Ama okul açılmadan yapılacak bu sınavlar, sürelere de riayet edilecek. Diyelim ki kaldınız, bir daha alabileceksiniz. Sonra aldığınız puanlarla üniversitelere başvuracaksınız. Bu sınavları döndürelim istiyorum, bir günde olmasın. Hani diyorlar ya `190 dakikada insanın hayatı tayin ediliyor`. Çocuk rahat rahat girsin. Hem çocuğun şansı da artar.``

Adayın üniversiteye sınavda aldığı en yüksek puanla başvurabileceğini söyleyen Özcan , bu sistemde ``psikolojik stresinin de az olacağını``, adayın ``kendini iyi hissettiği bir zamanda sınava girmesine olanak sağlanmış olacağını`` kaydetti.

Böyle bir sistemin teknik olarak uygulanıp uygulanamayacağının sorulması üzerine Özcan , ``ÖSYM uygulayabilir`` dedi.

`BİZİM KONTROLÜMÜZDE OLSUN``

Özcan , böyle bir sistemde sınavın Ankara `da yapılmasından yana olduğunu söyledi. ``Yapılacaksa Ankara `da olsun bu iş. Herkes Ankara `ya gelsin. Burada, bizim kontrolümüzde olsun`` diyen Özcan , daha sonra birkaç ile yaygınlaştırılabileceğini kaydetti.

``Bu durum tepki çekmez mi, Ağrı `daki bir aday buraya nasıl gelecek?`` sorusuna Özcan , ``Eskiden, bizim zamanımızda geliniyordu. Tabii şöyle bir şey de yapabiliriz: Doğudakiler mesela Erzurum `da girebilir. Yani belli yerlerde olsun. Kastettiğim şey kontrollü olsun, kontrol edebileceğimiz iller olsun. Hakkari `deki sınavı ben kontrol edemem. Yeni bir sisteme geçiyoruz, bilinmezi de çok olur. O yüzden hakim olabileceğimiz Doğuda birkaç il , Orta Anadolu `da bir kaç il olabilir`` karşılığını verdi.

Özcan , yeni sistemin, ``İngiliz sistemi göz önünde bulundurularak, ülke koşullarına uygun bir sistem olmasını düşündüklerini`` kaydetti.

SORULARIN HEPSİ TEST OLMAYACAK

İngiliz sisteminde açık uçlu sorular da yöneltildiğinin belirtilmesi üzerine Özcan , ``Bazılarında açık uçlu sorular var. Sosyal alanında sorular açık uçlu zaten, test değil. Bizde eskiden uygulanan olgunluk sınavlarının aynısı. Mesela Tarihten `şu savaşın etkilerini yazın` diyor. Hepsi test değil yani`` dedi.

``Yeni sistemde de öyle mi olacak`` sorusuna Özcan , ``Tabii. Onu kaldıran konularda hepsi açık uçlu olacak`` dedi.

EN GEÇ BİR SONRAKİ SENE

YÖK Başkanı Özcan , konu ``olgunlaştıktan`` sonra üniversitelerle paylaşacaklarını bildirdi.

Özcan , düşünülen değişikliğin ne zaman uygulamaya konulacağı konusunda da ``Gelecek yıl için olmasa bile, bu sefer alan ve katsayıları kaldırırız. ona bir hazırlık olur. Evet, yetişmeyebilir, olmazsa bir sonraki sene geçeriz`` dedi.

ŞİMDİKİ SINAVI UYGULAYAN 3 ÜLKEDEN BİRİYİZ

Özcan , birçok ülkenin üniversiteye giriş sistemini incelediklerini belirterek, ``Yeni yeni bilgi topluyoruz sistemlerle ilgili. Dünyada nasıl yapılıyor, bizde nasıl yapılıyor? Bizimki türden sınav uygulayan 3 ülke kaldı`` dedi.

``Düşündüğünüz modeli Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaştınız mı?`` sorusuna Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan , ``Milli Eğitim Bakanı ile özel olarak konuştum . `Olgunlaşsın ondan sonra görüşürüz` diyor, gayet iyi karşılıyor`` yanıtını verdi.

ÖSS Değişiklikleri

(AJANSDOĞU) - Kültür Yayıncılık Genel Yayın Yönetmeni Eğitimci Yazar Ali Rıza Bayzan`ın değerlendirmesi:

Üniversiteye giriş modelinin 1999"dan itibaren iç politik nedenlerle değiştirilmesinden sonra sistem tartışmaları bir türlü durulmadı. 2006"da sistem üzerinde yapılan değişiklikler okulların önemini artırması ve öğrencilerin daha donanımlı olmasını sağlaması bakımdan takdir edildi. Ancak öğrencinin kaderinin 190 dakikada belirlenmesi, okullar arası katsayı farkı gibi temel problemler çözülmedi. YÖK"ün üzerinde çalıştığı yeni modelde özellikle bu iki konu üzerinde durulmaktadır.

Kültür Yayıncılık Akademik Yönetmeni Ali Rıza Bayzan , YÖK"ün üzerinde çalıştığı Üniversiteye Giriş için yeni modelin ana hatlarını konuyla ilgili değerlendirmeleriyle birlikte şöyle özetliyor:

Tek oturumluk sınav dönemi bitiyor. Bunun yerine yıl içerisinde 3–5 kez farklı sorularla tekrarlanan üniversite sınavı yapılacaktır. Özcan "ın ifadesiyle "Hani diyorlar ya `190 dakikada insanın hayatı tayin ediliyor`. Çocuk rahat rahat girsin." Özcan "ın bu konudaki esin kaynağı TOEFL . Ancak ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan "ın da belirttiği gibi uygulamadan kaynaklanan zorluklar nedeniyle ikiden fazla sınav tekrarı pek mümkün değil. Diyelim ki sınavlardan birisi birinci dönemin sonunda, ikincisi ikinci dönemin sonunda yapılabilir. Öğrenci bu sınavlardan istediklerine girecektir. Adayın üniversiteye sınavda aldığı en yüksek puanla başvurabileceğini söyleyen Özcan , bu sistemde ``psikolojik stresinin de az olacağını``, adayın ``kendini iyi hissettiği bir zamanda sınava girmesine olanak sağlanmış olacağını`` kaydetti.

Öğrenci, genel yetenek testi ve matematik testine birinci sınavda, tarih ve coğrafya testine ikinci sınavda girebilecek.

Öğrenci notunu düşük bulduğu dersin testine tekrar girebilir. YÖK Başkanı Özcan "ın ifadesiyle "Mesela matematikten girdi, diyelim ki 100 üzerinden 25 aldı, bu onu tatmin etmedi. 6 ay sonra bir sınav daha olsun. ÖSYM , bu imtihanları döndürsün istiyoruz."

Öğrencinin tüm derslerden sorumlu tutulduğu sınav bitiyor. Mevcut ÖSS "de öğrenciler birinci bölümde yer alan tüm derslerden sorumludur. Bunun yerine 12–13 dersten test içeren bir sınav geliyor; ancak öğrenci üniversitede girmek istediği bölümlerin şartlarına göre bu sınavlardan sadece 5 tanesinden sorumlu olacaktır.

YÖK Başkanı"nın sözünü ettiği 12–13 ders nedir? Mevcut ÖSS "deki dersler şunlardır: Türkçe , Edebiyat, Matematik , Geometri , Fizik, Kimya , Biyoloji , Genel Tarih, İnkılâp Tarihi, Coğrafya, Ülkeler Coğrafyası , Psikoloji , Felsefe , Sosyoloji , Mantık. Öğrencilerin Yeni Üniversite Sınavı"nda karşısına çıkacak dersler büyük ihtimalle yine bunlar olacaktır. Ancak mevcut sistemde öğrenciler bu derslerin çoğundan sorumlu iken Yeni Üniversite Sınavı"nda sadece 5 dersten sorumlu olacaklar.

Yeni Üniversite Sınavı"nda yer alan 12–13 dersten hangisinin sonuçlarına göre öğrenci alınacağını üniversiteler önceden açıklayacaktır. Bu dersler 3 tane ile sınırlı olacaktır. Örneğin bir üniversite, "Makine mühendisliğine genel kabiliyet, matematik ve biyolojiden 80 puanın üzerinde alanları kabul edeceğim" diyebilecek. Sosyal bilimlerde okumak isteyen öğrenci sosyal alan konularından testleri çözecek. Bu durum öğrencilerin dershanelerden talep edeceği ders çeşidini çok azaltacaktır. Bununla birlikte derslerden talep edilen derinlik çok artacaktır.

Bu durumda mevcut Sözel, Eşit Ağırlıklı ve Sayısal olmak üzere üç puan türü yerine çok daha fazla puan türleri gelecektir . Örneğin ÖYS "li döneme ait puan türlerinin zenginleştirilmiş bir modeli olabilir.

Yerleştirme işini direkt üniversiteler yapabileceği gibi yine ÖSYM aracılığıyla merkezi sistemle de yapılabilir. Yerleştirme işini üniversiteler yapacaksa çok eskiden uygulandığı gibi öğrenciler elindeki puanla üniversitelere başvuracaktır. Üniversite de başvuruları başarı durumuna göre sıralayarak öğrenci alacaktır. Ancak bu durumda öğrencilerin üniversitelere tek tek başvurması Türkiye koşullarında çok zor olduğu için muhtemelen merkezi sistem tercih edilecektir.

Alan ve katsayı kriterleri kalkacak. Adaylar, aldığı en yüksek puanlarla üniversitelere başvuracak. Buna göre okuluna ve alanına bakılmaksızın, puanı yeten istediği yere girebilecek. "Alan ve katsayıların kaldırılması halinde adaylar nasıl yerleştirilecek?" sorusu üzerine Özcan , "Aldığın puana göre yerleştirileceksin. Kimse de sana `sen bu meslek okulundasın ancak şu meslek yüksek okuluna gidebilirsin` diye bir şey söylemeyecek. Puanın tutuyorsa makine mühendisi ol, sosyolog ol, psikolog ol" diye konuştu. Bu durum imam hatipli ve meslek liseli öğrencilerin dershane talebini artıracaktır.

Alan ve katsayı kriterleri kalktığı için önemli olan Yeni Üniversite Sınavı`ndaki başarıya odaklı bir sistem geliyor. Bu da okulun önemini azaltırken dershane eğitiminin önemini çok fazla artırıyor.

Açık uçlu sorular geliyor. Özcan bu konuda eskiden uygulanan olgunluk sınavlarını örnek veriyor. "Bizde eskiden uygulanan olgunluk sınavlarının aynısı. Mesela Tarihten `şu savaşın etkilerini yazın` diyor." Açık uçlu soruların uygulaması çok zor görünüyor. Ancak soruların sadece test olmaması için uygulanması nispeten kolay olan, doğru-yanlış, eşleştirme ve boşluk doldurma biçiminde sorular da sorulabilir.

Yeni Üniversite Sınavı, yine büyük ihtimalle ÖSYM tarafından uygulanacaktır.

Yeni Üniversite Sınavı, muhtemelen tüm illerde değil de her bölgede belli illerde uygulanacaktır. ``Bu durum tepki çekmez mi, Ağrı `daki bir aday buraya nasıl gelecek?`` sorusuna Özcan , ``Eskiden, bizim zamanımızda geliniyordu. Tabii şöyle bir şey de yapabiliriz: Doğudakiler mesela Erzurum `da girebilir. Yani belli yerlerde olsun. Kastettiğim şey kontrollü olsun, kontrol edebileceğimiz iller olsun. Hakk âri"deki sınavı ben kontrol edemem. Yeni bir sisteme geçiyoruz, bilinmezi de çok olur. O yüzden hâkim olabileceğimiz Doğuda birkaç il , Orta Anadolu `da bir kaç il olabilir`` karşılığını verdi.

Yeni Üniversite Sınavı, gelecek yıla yetişmeyebilir; bir sonraki yıl uygulanması söz konusu olabilir. ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan "a göre, bu türden büyük sistem değişikliği birkaç yıl alır. YÖK Başkanı, yeni sistem devreye girmese bile 2009 ÖSS "sinde katsayı uygulamasına son verilebileceğini belirtiyor. Özcan , düşünülen değişikliğin ne zaman uygulamaya konulacağı konusunda da ``Gelecek yıl için olmasa bile, bu sefer alan ve katsayıları kaldırırız. Ona bir hazırlık olur. Evet, yetişmeyebilir, olmazsa bir sonraki sene geçeriz`` dedi.

ÖSS `ye gireceklere kontenjan müjdesi: YÖK Başkanı, üniversitelerde kontenjanı arttıracak formülünü açıkladı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerin kontenjanlarını arttırmak için bir formül geliştirdi. Buna göre, kontenjanlar belli bir standartta, bu formüle göre otomatik olarak artacak. Kontenjanlarla ilgili çalışma yürüttüklerini belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan , çalışmaları bu ayın 15"ine kadar bitirmeyi ve YÖK Genel Kurulu "na yetiştirmeyi planladıklarını söyledi. Özcan , "15"inden geç kalırsak kılavuz basılamaz. Onu yetiştirmek durumundayız" dedi. Özcan kontenjan artırma konusundaki formülü şöyle açıkladı: "Mesela, öğretim üyesi 5"ten azsa, artışı olmayacak. Eğer 5"in üzerinde 1 arttıysa... Mesela geçen sene 5"miş de bu sene 1 öğretim üyesi almışlar. O zaman kontenjan 10 artacak. 5"in üzerinde 2 hoca gelmişse öğrenci 20 artacak. Böylece kontenjanlar ortalama 25 artmış olacak."

Milli Eğitim Bakanlığı ne diyor?

YÖK Başkanı Özcan , birçok ülkenin üniversiteye giriş sistemini incelediklerini belirterek, "Yeni yeni bilgi topluyoruz sistemlerle ilgili. Dünyada nasıl yapılıyor, bizde nasıl yapılıyor? Bizimki türden sınav uygulayan 3 ülke kaldı" dedi.

"Düşündüğünüz modeli Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaştınız mı?" sorusuna Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan , "Milli Eğitim Bakanı ile özel olarak konuştum . `Olgunlaşsın ondan sonra görüşürüz` diyor, gayet iyi karşılıyor" yanıtını verdi.

Ancak MEB "in de bu konuda alternatif çalışma yürüttüğü biliniyor. MEB , okul notlarına daha fazla ağırlık veren bir model öngörürken YÖK okul notlarının sağlıklı olmayacağını düşünüyor. Bu bakımdan MEB ve YÖK"ün yaklaşımları arasında dikkate değer farklılıklar söz konusu. MEB ve YÖK"ün ortak paydası ise katsayı farkının ortadan kaldırılması.

Milli Eğitim Bakanlığı `nın da konuyla ilgili çalışmaları olduğunu söyleyen Özcan , MEB ile ortak çalışacak aşamaya henüz gelinmediğini kaydetti. Özcan , "Onlarınki, öğrencinin her yıl lise 1, 2, 3 ve 4 yıllardaki gösterdiği performansın ortalamasının sene sonundaki bir imtihanla birleştirilmesi ve onun nota dönüştürülmesi şeklinde. Biz de İngilizler `in yaptığı gibi düşünüyoruz`` dedi.

MEB `in öngördüğü sistem ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Özcan , şunları kaydetti:

``O da iyi bir sistem. Fakat orada ben bir şeye güvenmiyorum: Ortalama ağırlıklı puan konusu. Bu puanın hesaplanması konusunda... Yani biz bunu bırakırsak, bazı hocalar öğrencilerin başarısını gereksiz yere şişirebilirler, çocuğun durumu iyi görünsün diye. Ondan korkuyorum. Öyle olacağına, genel bir imtihan olsun, hiçbir sübjektif tarafı olmayan, öğrenci imtihana girsin, oradaki başarısına göre olsun, bu daha iyi.``

Ancak gerçekte İngiliz Modeli oldukça farklı

İngiltere "de zorunlu eğitim 6 yaşında başlayıp 16 yaşında bitiyor. Öğrenim sürecini tamamlayan öğrenciler GCSE sınavına girerler (General Certificate of Secondary Education ). GCSE için öğrenciler genellikle 10 veya 11 dersi çalışır. Başarılı olurlarsa Türkiye "deki lise diplomasına denk sayılan belgeyle mezun olurlar.

GCSE belgesiyle mezun olan öğrenciler üniversiteye başlayabilmek için A-Level (Advenced Level ) adı verilen ve iki yıl süren ayrı bir ön eğitimi tamamlamak zorundadırlar. Normal ve standart olan A-Level eğitimini tamamladıktan sonra uygulanan sınavla A-Level başarı notuna göre üniversite yerleştirmeleri yapılır.

A-Level sınavlarına yapılan hazırlık GCSE için yapılan hazırlıktan oldukça farklıdır. GCSE için öğrenciler genellikle 10 veya 11 dersi çalışırken, A-Level "da derinlemesine bir çalışma için üç ya da dört ders mevcuttur. Bu dersler, üniversitede okunacak dalla da uygunluk içindedir. Mesela mühendislik okumak isteyen öğrenci matematik, fizik ve kimya veya mekanik çalışmalıdır.

(Haber 7)

ÖSS Değişiklikleri

Bakanlığın ÖSS modeli 4 sınavlı
(Sabah, 15 Mayıs 2008)

YÖK Başkanı`nın ÖSS yerine önerdiği İngiliz modeli tartışması sürerken Milli Eğitim kendi modelini netleştirdi. Olgunlaşma sınavlarına dayanan model aşamalı olarak uygulanacak..

YÖK Başkanı`nın üniversiteye giriş için "İngiliz modeli" önerisinin ardından, Milli Eğitim Bakanlığı `nın üzerinde çalıştığı modelin ayrıntıları netleşti. Önceki gün "Yeni bir model üzerinde çalışıyoruz. Gençleri şok etmeyecek bir uygulamayı hayata geçireceğiz" diyen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik `in onayladığı sisteme göre üniversiteye girişte öğrencilerin 10, 11 ve 12`nci sınıflarda gireceği "olgunlaşma sınavlarında" elde ettiği puanlar belirleyici olacak. Başlangıçta üniversiteye girişte olgunlaşma sınavları yüzde 25 ağırlıklı olurken, zamanla, ÖSS de dahil olmak üzere dört sınavın da giriş puanının eşit ağırlıkta olması planlanıyor. Çelik, model içerisinde, ÖSS sonrası tercihleri yüzünden bir yere yerleştirilmeyen lise birincilerinin, "açık kalan kontenjanlardan birine yerleştirilmesinin" de bulunduğunu ifade etti. MEB `in sistemi şöyle:

EN AZ 4 SINAV OLACAK

* Üniversiteye girişte en az dört sınav uygulanacak. Öğrenciler 10, 11 ve 12`inci sınıflarda, dönem sonunda "Olgunlaşma Sınavı" adı verilen sınavlara girecek. ÖSS de her yıl yapılmaya devam edilecek. Sistem oturduktan sonra, zamanla, ÖSS `ye alternatif bir sistem haline getirilecek.

* Başlangıçta üniversiteye giriş puanında olgunlaşma sınavlarının yüzde 25, ÖSS `nin ise yüzde 75 etkisi olacak. Olgunlaşma sınavlarının etkisi zamanla artırılacak ve sonunda dört sınav da eşit oranda etki eder hale gelecek.

* Yeni sistemle tartışmalı katsayı problemi de çözülecek. Buna göre meslek liseleri, kendi alanlarındaki üniversitelerin 4 yıllık bölümlerini katsayı engeli olmadan tercih edebilecek. Kendi alanı dışında tercih yapanlar içinse katsayı uygulaması devam edecek.

* Olgunlaşma sınavı iki güne yayılacak. Soru sayıları, haftalık ders saatinin 6 katı olarak tespit edilecek. Yani haftada 6 saat matematik dersi veriliyorsa, sınavda 36 matematik sorusu olacak.

* Sınavla, ortaöğretim sisteminin performans değerlendirmesi de yapılacak. Bakanlık, hangi sınıflarda, hangi alanlardaki ve hangi derslerde sıkıntı olduğunu görecek. Sınıflar, illere göre de değerlendirilebilecek sınav ÖSS'den önce öğrencilerin başarı durumlarını tespit etmeyi de sağlayacak.

10 Mayıs 2008 Cumartesi

Tuzla Mayısta Yaşam Dayanışma Gecesi

17 Nisan Perşembe günü Mayısta Yaşam Tuzla Şubesi’nde bir dayanışma gecesi organize ettik. Kooperatifin ve yürüttüğü çalışmaların mahallede tanıtılmasını ve yazın ortaya çıkacak taşınma masraflarını karşılamayı hedefledik.
3 haftalık hazırlık süreci boyunca mahallede tek tek evleri dolaştık, kooperatif çalışmalarını anlattık, konserin ilanlarını vererek mahalleliyi dayanışma konserine davet ettik. Yine mahalle esnafını dolaşıp, yürüttüğümüz eğitim dayanışmasını anlattığımızda bizi geri çeviren neredeyse hiç esnaf olmadı. Tuzla ve Orhanlı Belediyeleriyle iletişime geçerek onlardan da destek aldık. Olanaklarını kullanmak üzere birçok belediyeyi de dolaştık. Aydınlı Mahallesi’ne ve yakınımızdaki İçmeler Mahallesi’ne “Eğitim İçin Dayanışma Gecesi” yazılı afişlerimizi astık. Bu sürecin başında belirlediğimiz 8 ayrı müzik grubu da gecemizde sahne alarak destek oldular. Bu gruplardan 4’ü mahallemizden olan yerel müzik gruplarıydı.
Geceden önceki son hafta sonu da kooperatifte ortaklarımızla bir toplantı yaparak gecede yapılacak işlerle ilgili bir işbölümü yaptık. 16 Nisan akşamı da kolektif biçimde salonu hazırladık. Son hazırlıklarımızı tamamladık.
17 Nisan günü yaklaşık 500 kişinin katıldığı gece programı önceden hesap ettiğimiz üzere 19.00 da başladı. İlk olarak Tuzla’nın yerel bir sanatçısı olan Erkan Gültekin türküleriyle başlayan programda daha sonra da Koma Şiar’ın Kürtçe müzikleriyle halaya tutuşuldu. Koma Şiar’ın ardından kooperatif öğrencilerimizden olan Nevin Tekin’in türküleriyle etkinliğimiz devam etti.. Bundan sonra da kooperatif çalışmalarını anlatan kooperatif ortaklarıyla yapılmış röportajların yer aldığı, üç şube ile ilgili bilgi veren ve Sultanbeyli’de açılacak olan dördüncü şubenin müjdesini veren kısa bir film izledik.
Ardından da kooperatif ortaklarından olan ve kendisi de sınava kooperatifte hazırlanıp kazanmış, iki bölüm bitirmiş hem bir okulda ders anlatan hem de kooperatif çalışmalarına devam eden bir ortağımız kooperatif çalışmalarımızı mahalleliye tanıtan bir konuşma yaptı. Gece Kürtçe müzikler yapan Grup Afat ile devam etti . Ardından kooperatif etkinliklerimizden hiç desteğini esirgemeyen, bütün çalışmalarımızda yanımızda bulduğumuz Grup Mayıs ve Ahmet Yakup ardı ardına çıktı. Son olarak da Grup Vardiya ve Onur Akın marşları ve ezgileriyle dinleyenleri coşturdu.
Grupların sahne aralarında sık sık kooperatif faaliyetleri ile ilgili olarak katılanlar bilgilendirildi. Lise öğrencilerinin ve mahallelinin yoğun olarak katıldığı geceye aynı zamanda; Deri –İş Sendikası, Limter-İş sendikası, Sanat ve Hayat Derneği, Varto Derneği, Çalıkağıl Derneği, Anadoluda Yaşam Kooperatifi, Proletaryanın Kurtuluşu, ve DTP katılarak desteklerini sundular.
Gece kooperatif çalışmalarını tanıtmak ve yaz masraflarımızı karşılamak anlamında hedeflerine ulaştı. Mahallede ilk kez organize edilmiş bir etkinlik olması bakımından da oldukça anlamlıydı. Mahallelinin bu kadar kalabalık bir biçimde bir araya geldiği ve doyasıya eğlendiği bu etkinlik, kooperatifin faaliyetlerini bugüne kadar yapamadığımız kadar tanıtan ve güçlendiren bir çalışma oldu.